Türkiye vinç üretiminde her alanda yurtdışıyla rekabet edebilecek kapasitededir
Abra Vinç İdari Koordinatörü Kerem Özay ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
Abra Vinç İdari Koordinatörü Kerem Özay ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
“Vinç üretiminde standartların dışına çıkıyoruz”
Sorularımıza geçmeden önce sizi ve firmanızı tanıyabilir miyiz?
5 Ağustos 2004 yılında kurulan Abra Vinç, çeyrek asrı aşkın süredir hizmet verdiği elektrikli gezer köprülü vinç ve çelik konstrüksiyon imalatı konularında sınır tanımayan hizmet anlayışı ışığında İzmir Torbalı’da kurulu bulunan vinç ve çelik konstrüksiyon imalat fabrikalarında; tasarım, imalat, montaj, satış sonrası müşteri odaklı faaliyetlerini birçok sektörden gelen talepler ışığında sürdürmektedir. Firmamız tek parça 90 ton çelik işleyebilecek etkin üretim kapasitesi, tecrübeli kadrosu ve dinamik montaj / hizmet ekibiyle yurtiçi ve yurtdışı taleplerde vinç sistemleri ve çelik yapılar konusunda müşterilerimizin çözüm ortağıdır.
Firmanızın bünyesinde hangi faaliyetler gösteriliyor, müşterilerinize hangi ürün ve hizmetleri sunuyorsunuz?
Günümüzde standart vinçleri artık herkes yapıyor. Biz bunun dışında müşterilerimize özel proses vinçleri, haddehaneler, liman vinçleri, tersane vinçleri, çelikhane ve demir çelik sektörü için vinç üretimleri yapıyoruz.
Abra Vinç’in gündeminde şu an ne tür çalışmalar ve yenilikler var?
Öncelikle 2017 yılı içerisinde ürünlerimizin tasarımları yenilendi. Her firmanın olduğu gibi bizim de firma olarak yurtdışında pazar arayışlarımız var. Çünkü Türkiye’ye döviz girmesi hepimize yarar sağlayacaktır. Fakat ülkemizin çevresinde yaşanan problemler, firmaları yurtdışında farklı pazar arayışlarına itiyor. Özellikle Avrupa pazarında son dönemlerde yaşanan olaylardan dolayı Almanya ve Fransa’da Türk malına karşı olumsuz bir tepkiyle karşılaşıyoruz. Bu sebeple firma olarak yeni pazar arayışlarımız devam ediyor.
Çözüm sunduğunuz gerek yurtiçinde gerekse yurtdışındaki projelerinize örnek verebilir misiniz?
Yurtdışında yakın zamanda Umman’da anahtar teslim bir haddehane projesi yaptık. Hatta haddehanemiz şu an faaliyetlerine başladı. Buna benzer özel çözümler kapsamında Koç Grup - RMK Marine’ye bir tersane vinci yaptık. Yine anahtar teslim projeler kapsamında uzun süreçli olarak görüşülüp daha sonra uygulamaya geçirilen projelerimiz mevcut. Yaşanan krizlerden dolayı firmalar yatırımlarına hemen start veremiyorlar. Bunun dışında yurtdışında bazı pazarlara girmekte zorlanıyoruz. Çünkü Avrupa standartlarında üretim yapmayan Türk firmaları buralara bizden önce girerek çok düşük fiyatlar veriyorlar. Bu firmalar yurtdışı pazarlarda bizim önümüzü kestiği için pazara 1-2 yıl daha geç girmiş oluyoruz ve kendimizi anlatırken çok fazla efor sarf ediyoruz. İç Anadolu Bölgesi’ndeki firmalar olarak tabir ettiğimiz bu firmalar sebebiyle Türkiye’nin yurtdışındaki imajı da zedelenmiş oluyor. Böylelikle hem maddi hem de manevi olarak etkileniyoruz. Yurtdışındaki rakiplerimiz Avrupa’da Almanya ve İtalya ama Arap pazarına gittiğiniz zaman fiyat noktasında aşağı seviyelere inmeniz için karşınıza Hindistan ve Çin’i çıkarıyorlar. Hiçbir yerde kolay pazar yok, bütün pazarlar zor. Fakat biz savaşmaya devam ediyoruz. Herkes Çin’den şikayet ediyor ama Türkiye’nin İç Anadolu Bölgesi’ndeki firmaların da maalesef Çin’den aşağı kalır yanı yok. Aslında bu konuda tüm kontrollerin yapıldıktan sonra belli standartlarda üretim yapılma şartı olsa çok daha iyi olacak ve yurtdışı pazarlarda kimse Türklerde iyi üretim yapamıyor diyemeyecek. Örneğin, Mısır’da yaşadığımız bir olayı anlatayım; Mısır’ın İtalya’yla devletlerarası bir anlaşması bulunuyor. Eğer bir İtalyan oraya mal satıyorsa parası garantidir. Fakat biz mal sattığımızda ödememizin yüzde 50’sini aldıktan sonra kalan kısmına karşılık bir çek veriliyor. Çekler karşılıksız çıktığında ise Mısır ataşesiyle görüşüyorsunuz ve onlarda bu sizin probleminiz diyorlar. Aslında Mısırlılar bizi seviyor ama arada ticaretle ilgili devletlerarası bir anlaşma mevcut değil. İtalyan bir firma anlaşması gereği parasını alıyor ama biz mal satmayı geçtik ödememizi dahi almakta zorlanıyoruz.
Türkiye’de üretilen vinçler sizce istenilen kalitede mi?
Yeterli kalitede üretim yapan firmalar var fakat sektörümüzde yeterli kalitede üretim yapmayıp vinç satan, bünyesinde mühendis dahi çalıştırmayan firmalar da bulunuyor. Bu durumda Sanayi Bakanlığına piyasa denetiminde önemli bir görev düşüyor. Çünkü firmalar kurulduktan sonra belli standartlara göre satış yapmalı diye düşünüyorum. Örneğin, katıldığımız yurtdışı fuarlarda ülkelerin ataşeleri standımıza gelerek sağ olsunlar bizimle ilgileniyorlar. Fakat bir hafta sonra fuardaki standımızda bizim kartımızı aldıkları için Sanayi Bakanlığı tarafından bu bir ihbar olarak kabul ediliyor ve CE belgemizin olup olmadığı sorgulanıyor. Raporda Türkiye’de firmaların yurtdışında katıldığı fuarlar belirtiliyor. Burada bizim belgelerimiz zaten tam olduğu için önemli olan eksikleri olan firmaların belirlenmesi ve tespit edilmesi diye düşünüyorum. Firmalara eşit muamele uygulanması gerekiyor.
Ürün kalitesi bakımından gelişmiş ülkelere rekabet edebilecek düzeyde miyiz?
Türkiye vinç üretiminde her alamda yurtdışıyla rekabet edebilecek kapasitededir. Bu konuda Türkiye’de çok başarılı ve bilinçli üretim yapan firmalar var ve biz de o firmalardan bir tanesiyiz. Yurtdışındaki pazarlara karşı Türk firmaları olarak öncelikle birlik ve beraberlik içerisinde olmamız gerekiyor. Firmalara ürün verirken fiyat konusunda Türklerin birbirlerinin önünü kesmemeleri gerekiyor. Çünkü bizim bizden başka dostumuz yok diyoruz ama en büyük zararı kendi içimizde birbirimize veriyoruz.
Ülkemizdeki vinç sektörünün genel durumu, pazar büyüklüğü ve sektörün sorunları hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Sektörde belli standartlara uygun üretim yapan firmalar mevcut ve sorunlarımız belli. Bu sorunları çözebilecek kurumlar da devlet kurumlarıdır. Makina İmalatçıları Birliği gibi bu konuya eğilmesi gereken birlikler çözüm sağlama konusunda destek olabilirler. Önemli olan herkese eşit mesafede yaklaşabilmek ve etik kurallar içinde davranabilmek.
Kısa ya da uzun vadedeki plan ve projeleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
İlerideki hedefimiz yurtdışındaki pazar payımızı tekrar eski seviyelere yükseltebilmek. Çünkü 2012 yılında bu oranımız yüzde 40’ın üstündeydi. 2012 yılından sonra ise ülkemizin komşularıyla yaşadığı problemler, terör faaliyetlerinin artması gibi sebeplerden dolayı yurtdışındaki pazar payımızda düşüşler yaşadık hatta kaybettiğimiz pazarlar oldu. Hedefimiz bu pazarları tekrar kazanarak kendimize yeni pazarlar yaratmak.
MAKTEK Fuarı’nın firmanız açısından önemi nedir? Fuar beklentilerinizi karşılayabildi mi?
MAKTEK, sektörün ilgiyle beklediği çok başarılı bir fuar. Katılımcılar tamamıyla ya makina imalatçıları ya da dünyaca ünlü makinaların Türkiye’deki ana distribütörleri olduğu için insanlar bu fuara yeni teknoloji ve makina görmeye geliyorlar. Bunun yanı sıra yatırımlarına nasıl yön verecekleriyle ilgili fikir sahibi oluyorlar. MAKTEK bu sene İzmir’de ilk kez düzenlendi fakat İzmir standartlarına göre gayet canlı ve bizim açımızdan güzel geçen bir fuar oldu. 2019 yılında tekrar İzmir’de gerçekleşecek inşallah katılımcılar ve ziyaretçilerde buradan memnun ayrılırlar ve katılımcı sayısı her geçen gün daha da artar.
Son olarak eklemek istedikleriniz…
Gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında birlik ve beraberlik olmadan yol kat edemeyiz. Etik kurallar içerinde şeffaf, paylaşımcı bir şekilde birlikte hareket etmeliyiz. Ancak bu şekilde hangi sektör olursa olsun ilerleme kaydedebiliriz. Gruplaşmanın ve ayrımcılığın kimseye hiçbir şekilde faydası olmayacaktır.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Demir Çelik Store. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.