Tuğçelik Avrupa'ya açılıyor

Yıllar içinde artan iş hacmiyle ve büyüyen gücüyle demir çelik sektöründe saygın bir konuma gelen Tuğ Çelik; modern teknolojiyi kullanan uzman kadrosu, bölge içine dağılmış modern tesislerinin sağladığı olanaklarla müşteriye en iyi hizmeti sunuyor. Stoklarında çeşitli kalitelerde özellikle yassı metaller (levhalar, ağır levhalar, gemi sacları, soğuk/sıcak paket ve rulolar), karbon çelikleri ve muhtelif çelikleri bulunduruyor. Tuğçelik, Ereğli Demir Çelik mamullerinin yanı sıra Ukrayna, Rusya, Romanya, Bulgaristan ve Avrupa topluluğu menşeli ürünleri, yüksek stok kapasitesi ve çeşidi sayesinde yıl boyunca her an ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyor. Aynı zamanda gemi inşaatı, ağır makine ve talaşlı imalat sektörlerine stoklarının dışında proje bazında belirlenen zaman ve kalitedeki malzemeleri, anlaşmalar çerçevesinde sağlayabiliyor.

 

Tuğ Çelik Alüminyum Enjeksiyon Grubu Müdürü Erol Çelebi ile yapmış olduğumuz söyleşiyi sizlerle paylaşıyoruz.

 

 

 

Tuğ Çelik Alüminyum Enjeksiyon Döküm alanında otomotiv ve beyaz eşya sanayisine hizmet veren bir sektörde çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak beyaz eşya firması olan Arçelik'e çalışıyoruz. Çamaşır makinesi kasnakları ve elektrik süpürgesi motor kapaklarını üretiyoruz. Bunun yanı sıra otomotiv sektöründe çeşitli müşterilere bağımlı olan parçaları da yapıyoruz. Mesela hidrolik direksiyon millerini İzmir'deki bir firma için üretiyoruz. Ama otomotivde hedefimiz yurt dışına açılmak. Bu amaçla gerekli olan kalite belgesini kısa süre içerisinde almayı hedefliyoruz. Gerekli belgeleri aldıktan sonra yurt içi ve yurt dışında görüştüğümüz önemli otomotiv firmalarıyla çalışmalara başlayacağız. Bu alanda kendini kanıtlamış otomotiv devlerinin yan sanayi üreticisi olmayı hedefliyoruz. Yurt içinde Tofaş, Renault ve Ford, yurt dışında ise Porsche gibi kalitesini ispatlamış firmaları sizlere sayabilirim. Firmamızın kuruluşu her ne kadar çok eskilere dayanmasa da, firma bünyesinde görev yapan çalışanların sektör geçmişi çok eskilere dayanıyor.

“Makinelerimizin tamamının son teknolojiye uyumlu olması, işlerimizi fazlasıyla kolaylaştırıyor. Bu sayede dört dörtlük döküm kalitesi elde edebiliyoruz.

 

”Tuğ Çelik diğer firmalardan farklı olarak neler yapıyor, hangi alanlarda fark yaratıyor? Kısacası müşteriler neden Tuğ Çelik'i tercih etmeli?

 

Çok güzel bir noktaya değindiniz. Tuğ Çelik; sermaye yapısı oldukça kuvvetli olan ve teknolojiyi çok yakından takip eden bir firma olma özelliği taşıyor. Patron şirketi olmasına rağmen, oldukça profesyonel bir anlayışla yönetiliyor. Bu anlayışla, Türk kalitesini yabancı ülkelere taşımayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda, bütün makinelerimizin tam otomatik olmasına ve gelişen teknolojiye ayak uydurmalarına özen gösteriyoruz. Hammadde alırken kalite konusunu göz önünde bulunduruyoruz, yıkama işlemlerini tam otomatik yapıyoruz. Basınç kontrollerini, kalıp sıcaklıklarını, hammaddenin eriyik sıcaklığını kontrol altında tutuyoruz. Hammaddeyi işlemeden önce laboratuar ortamında gerekli test ve kontrollerden geçiriyoruz. Makinelerimizin tamamının son teknolojiye uyumlu olması, işlerimizi fazlasıyla kolaylaştırıyor. Bu sayede dört dörtlük döküm kalitesi elde edecek bir sisteme sahibiz. Döküm yapıldıktan sonra sizlerinde bildiği gibi laboratuar aşamasına geliniyor. Yine laboratuarlarımız da son teknolojiyle donatılmış durumda. Analiz ve X - Ray cihazlarımızla detaylı testler yapabiliyoruz. Dökümü yapılmış ürünleri X - Ray cihazında saat başı kontrollere tabi tutuyoruz ve ürünlerde oluşan aksaklıklar varsa müdahale ediyoruz. Netice itibariyle üretimi yapılan ürün, sevkıyata hazır hale geldiğinde yüzde yüz kalite seviyesine ulaşmışmış oluyor. ISO 9001 Kalite Belgemiz var, bunu 16949 ile perçinledikten sonra yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da önemli hamleler yapacağımıza inanıyorum.

 

 

Sektörümüzde kesinlikle adil rekabet ortamından söz edemeyiz. Merdiven altı üretim olarak tabir ettiğimiz kayıt dışı çalışan firmalar bizim sektörümüze de büyük zararlar veriyor. Firma olarak kaliteyi her şeyin önünde tutuyoruz. Yurt dışında kaliteden asla taviz verilmiyor. Müşteriler kalitesiz ürünlere rağbet göstermiyor. Ama bizim ülkemizde aynı durumdan söz etmek mümkün değil. Yaptığı işe büyük kaynaklar ayıran, önemli yatırımlar yapan firmalarla, merdiven altı üreticileri aynı kefeye konuluyor. Ülkemizin önde gelen büyük firmaları dahi bizim gibi kaliteli iş yapan firmaları merdiven altı üreticileriyle bir tutuyor ve onlardan aldıkları fiyatları bizlere karşı koz olarak kullanıyor. Tuğ Çelik şu anda 10'dan fazla mühendisle çalışıyor. AR-GE çalışmaları artarak devam ediyor, fabrikadaki her birime ayrı ayrı yatırımlar yapılıyor, ödenekler ayrılıyor. Bunların hepsini göz önünde bulundurduğunuzda önemli bir maliyet ortaya çıkıyor. İnsana, teknolojiye, AR-GE'ye kısacası her alana yatırımlar yapıyoruz ama bunlar yurt içindeki hedef kitle için bir şey ifade etmiyor. Müşteriler ürünü kullanmaya başladıktan sonra belli bir zaman geçiyor ve kalite farkı ortaya çıkıyor. Bizim kalitemizin farkına varıyorlar ama iş işten geçmiş oluyor. Dolayısıyla acımasız bir rekabet ortamında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu tür rekabet anlayışı hem sektöre, hem bizlere hem de müşterilere zarar veriyor. Bana göre rekabet fiyat konusundan önce kalite konusunda yaşanmalı.

 

 

Yurt dışında bu konuyla ilgili olarak çeşitli görüş alışverişlerinde bulundum. Enjeksiyon dökümde Avrupa ülkeleri, Uzakdoğu’dan ziyade Türkiye, Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Macaristan gibi ülkeleri tercih ediyor. Özellikle Çin’den uzak durmaya çalışıyorlar. Bir İtalya seyahatimde görüşmüş olduğum bir firma, Çin’den daha uygun fiyat aldıkları halde o ülkenin ürünleri yerine Türk ürünlerini tercih ettiklerini belirttiler. Bizim ürünlerimizin birebir kopyasını Çinli firmalar yapabiliyor fakat uzun vadede kalite farkı ortaya çıkıyor. Avrupalılar bu durumun farkında ve kaliteden taviz vermiyorlar. Dolayısıyla Çin’i bir rakip olarak görmüyoruz ve ürün kalitemize güveniyoruz.

 

 

Sizin de bildiğiniz gibi 2007 bir seçim yılı. Normal şartlarda bizim seçim atmosferinden etkilenmememiz gerekiyor fakat bizim iş yaptığımız firmaların hedef kitleleri her seçim döneminde bir tedirginliğe kapılıyor ve harcamalarda kısıtlama yapıyor. Dolayısıyla hizmet verdiğimiz firmaların satışlarının düşmesi, aynı şekilde bize de yansıyor. Fakat geçmiş yıllara oranla 2007 yılı piyasalarının çok fazla etkilenmeyeceğini düşünüyorum. Tuğ Çelik olarak rotamızı Avrupa ülkelerine çevirmiş bulunuyoruz. Gerekli belgeleri tamamladıktan sonra Avrupa ülkeleri ile önemli çalışmalar yapmayı planlıyoruz. Firma olarak bu sayede 2007 yılında oluşacak piyasa daralmalarından etkilenmeyeceğiz. Pasta oldukça büyük ve alüminyumun geleceği oldukça parlak. Alüminyum rezervlerimiz oldukça zengin. Bu nedenle önümüzdeki ilk 10 yılı “Altın Dönem” olarak değerlendiriyorum. Bizim gibi kalitesine ve teknolojisine güvenen firmalar bu 10 yıl içerisinde önemli mesafeler kat edecektir.